… ve bir yoklukta, iki kadeh şarapla baş dönmesi seçilir.
Orta şiddetli hava boşluklarında titre-me.
Dilemmalardan kaygan anlar yarat-ma.
Bütün maskelerini bir otel odasının çekmecesinde bırak-ma.
Çırılçıplak kal-ma.
Rakamlarla oyna-ma.
Zamanı durdur-ma.
Gel-git uyu-ma.
Karanlık bak-ma.
Kırmızıyı güne yay-ma.
Kelimelerde hapsol-ma.
Uzağı yakın kıl-ma.
Heyecanı yitir-me.
Kadınlığı gün yüzüne çıkar-ma.
Camı arala-ma.
Beyaz yorganlarda üşü-me.
Büyülü olduğuna inan-ma.
Sonsuz açlığa gülümse-me.
Zayıflığa güven-me.
Hafızaya yüklen-me.
Nikotine aç ol-ma.
Fotoğraflardan kork-ma.
Ezber boz-ma.
Vurguna nefes ver-me.
Sığ sularda boğul-ma.
Ütopyaya var-ma.
Kokulardan tarih yarat-ma.
Zamansızlıklara vurul-ma.
Kutu Efes’e yağmur damlası ol-ma.
Sus pusla dillen-me.
Notalarda gözyaşı kal-ma.
Paranoyalarda kamyonet arkası yazı ol-ma.
Ekran beyazlığında masumu oyna-ma.
Gökyüzüne göz kırp-ma.
Aynalarda yansı-ma.
Yabancı ol-ma.
Tüketmeyi dile-me.
Dilemekten kork-ma.
Yaza yaza tüken-me.
Nefessiz uçuşa geç-me.
Omzunda zıpkın yarasıyla kalabalığın içine dön-me.
Yarım kalan uykuları deprem yaratan kadına emanet et-me.
… ve bir yoklukta, marcel’e selam edilir.
İstanbul, Ortaköy
10 yorum:
43 satırda ne çok şey anlatmışsın.. sevdim :)
anca 43 satırda anlatabildim diyordum ben de kendi kendime:) sağolasın:)
bence hamra...
hamra?
:)
"Kırmızıyı güne yayma"
yani hamra...
tamam o hamra yani:) kendisini severiz.
6 da 4... iyi bir oran...
resimlerden bahsediyorum...
peki:)
Çakırkeyif ortamların ütopik halleri, ancak bu kadar flu bir havada solunabilirdi.
:)hava pek puslu bu ara
Yorum Gönder