4 Mart 2009 Çarşamba

nokta.

Şarap? Lütfen.

Ağzımızın kırmızılanmaya ihtiyacı var. Zararsız çiçeklerden zehir bulmayı istiyoruz günlerce. Kamçılıyoruz içimizdeki güzeli. Hümanist yaklaşımları elimizin tersiyle reddediyoruz. Ur gibi büyüsün içimizdeki sabote eden ruhlar diye basıyoruz tütünü. Gerilelim ki büyüyelim.

Ama yaşımız kemale ermesin diye çırpınıyoruz. Psikozlarımız var en çok. Şizofreniye kayan zamansızlıklarımızla övünüyoruz.

Fikret babamız, Bülent amcamız olsun beraber gecenin tam üçünde’leri analım her gece diye bile bile duvarlara vuruyoruz. Hafızada kalanları süzüyoruz, balıklığımız işimize geldiğince. Sonra kanıyoruz. Biz, sonradan kanıyoruz.

Şarap? Lütfen.

Her gün aynanın karşısında kendimize bir noktalama işareti seçiyoruz. Herkesin o diline doladığı maskelerden farklı, biliyoruz; virgüller, üç noktalar, ünlemler...

Siz, ne zaman ki beni virgül zannettiniz, ben o gün nokta.

Şarap? Ne diyorsunuz gecenin üçünde mi? Lütfen. Benim de bir masalım var...

İstanbul, Ortaköy

Hiç yorum yok:

Kdv siz

  Yalnızlığım Şapkasız başım Geride bırakılmışlığım Arkadan konuşmadan içime susmuşluğum Yalnızlığım  Bir ten ardında yoksul kalmışlığım Bir...