24 Temmuz 2018 Salı

bu da özgürlüktür desem, kaçınız inkar eder?

Kendimi öldürmemek için şaraba sığındığımı birilerinin bilmesi mi gerek? Sarhoş olursam önümdeki haplara ihtiyaç duymayabileceğimi? En azından bir gece… bu haplar da 10 yaşımın yansıması… kim beni suçlayabilir? Ölmek için, önce annemin ölmesini beklediğim için, sonradan vicdan azabı çeker miyim?

En mutlu anlarımızı, büyük heyecanlarla paylaştığımız gibi, en acı anlarımızı kendimize saklamamamızın bir nedeni mi var? Oysa istemiyor muyuz herkes bilsin, her şeyi. Ona göre kurgulanmış bir hayat değil mi artık bu? Niye acımızı paylaştığımızda görmezden geliniyoruz da, mutluluk da abartılmış bi onaylanma geliyor? Hatta çoğu zaman okuyanlar paniklemesin diye saklamıyor muyuz hezeyanlarımızı? Ama yaşıyorum bunu, mutluluğumu sahteleştirmediğim gibi, en derinden geliyor…
Acılarımızı da sürekli konuşalım demiyorum aman yanlış anlaşılmayayım (ne çok yanlış anlaşıldım) ama onları yadsıdığımız sürece, yansıyamadığımızı bilemiyor muyuz? Dertler derya olmuş, ben de bir sandal, devrilip batmış boğulmuşum ben.
Yaşarken de ölünür, bildim. Cahildim, dünyanın rengine kandım.

baktım bekledim seni seveni öldürdüm.

Kdv siz

  Yalnızlığım Şapkasız başım Geride bırakılmışlığım Arkadan konuşmadan içime susmuşluğum Yalnızlığım  Bir ten ardında yoksul kalmışlığım Bir...