Çarşamba gibi... Ne haftasonunun
heyecanı ne de pazartesinin sıkıcılığı... Çarşamba gibi,
ortada... Hiçbir yere varamadan, olduğu yerde, hafifçe sallanıyor.
Bir adıma bakar oysa karşılığı... Adım atıyor musun?
Hissediyor muyum ne yöne gideceğini? Güçlü müsün karşımda?
Dimdik! Bir sonraki adımının nereye olacağını bilmeden
bekliyorum, hazır mısın adım atmaya? Hazır mısın adımının
karşılığını görmeye? Beni karşında sere serpe uzandırmak
için hazır mısın diz çökmeye?
Çarşamba gibisin sevgilim, ortada...
Ve ben...
Ağzım papatya koksun ve denize yakın
olduğumu gökyüzünün renginden anlayayım halindeyim. Ama yine
de ve belki de en önemlisi; ayakların olmadan uyuyamaz haldeyim.