19 Ocak 2009 Pazartesi

azımsa kalanları


Az tüketimden dolayı faturalandırılmayan elektiriğin aksine her gece içimdeki pavyonun kaç ruha bedel olduğunu düşünüyorum... Leylaların işine son veriliyor bu devirde, kriz %35 indiriyor aşkın acısını. Zaten Aragon’u da yanlış anlamışım; "tarihe geçmiş mutlu aşk yokmuş, taklitlerinden sakınınız Leyla’ların" diyormuş aslında. Aragon’a kafayı taktığımı, kendi tekrar etme sürecinde yansıdığımla yadsığımı görüyorum, bunu da bu vakit farkediyorum, tam da giderayak olmayı düşünen ayaklarımın yeşile uzanan uykusunda.

Yatak odamda bir kulis yaratıyorum, kostümler çıkıyor, gerisin geri dolabın yolunu tutuyor. Birşeyler gibi birileri de gizleniyor, elma desem de dut desem de bitmiyor saklambaç, oyundan her geçişimde yalınayak geçiyorum içimden, içimi, içime...

Şarabımız biterse yağmura geçeriz diyor bilirkişi, şarap bitiyor yağmur vadiye erteleniyor, kadehten dudaklarım taşıyor, dudaklarım kerpeten oluyor, dudaklarından kan akıyor. Apolitik gençliğe kan aranıyor.

İstanbul, Ortaköy

*** görsel buradan alınmıştır

Hiç yorum yok:

Kdv siz

  Yalnızlığım Şapkasız başım Geride bırakılmışlığım Arkadan konuşmadan içime susmuşluğum Yalnızlığım  Bir ten ardında yoksul kalmışlığım Bir...