2 Eylül 2009 Çarşamba

insan?

Çocukluk anılarınızın aslında birer yalan, aldatmaca olduğunu bir günde öğrenseniz… Arka belleğe ittiğiniz hatıraların bir günde ön belleğe taşınmasıyla unuttuğunuz her şeyin bir anda aklınıza geldiğini görseniz… “Bir çok giden memnun ki yerinden”den sonra, onlara ait içinizdeki her değerin bir anda değiştiğini fark etseniz… Cevapsız soruların, acaba’ların hayatınızın orta yerine tak diye oturduğunu anlasanız… Yaşamınızdaki önemli insanların aslında sadece kendi kurdukları oyunun içinde yer aldıklarını ve sizi de bunun içine aldıklarını kanıksasanız…

Benim gibi şimdi “Yaratılanı severim, Yaradandan ötürü” diyebilir misiniz? Yoksa midenizde, nefes alamamanızı sağlayan o iç sıkıntısını alabildiğine yaşar mısınız?

Varolan her anınızın, her değerinizin bir günde kaybolmasıyla nasıl bir hayata başlarsınız? Bildiğiniz, hatırladığınız her şeyin tepetaklak olmasıyla ortaya çıkan yeni hatıralarla nasıl başa çıkarsınız?

Bodrum

2 yorum:

Unknown dedi ki...

salağa yatabilecek kadar boşsam, eski hatıraları eskitmem, yeniymişçesine sarılır, yeni öğrendiklerimi unuturum...
yok sorumluluk sahibiyim, gerçeği unutamam dersem... bence herkes kendi oyununu oynuyordur ve sen, kendi oyununu oynamıyorsan ve tanıdığın insanları oyunlarına dahil etmek dışında birşeyler yapıyorsan, bu senin yanlışındır der, susarım...
herkes kendi oyununu oynuyor bu dünya üzerinde... kimseyi başrole oturtmadan, başrolü başkalarına kaptırmadan oyunu yazmak, yönetmek ve oynamak esas...

Uma dedi ki...

Benim dedigimiz herseyin elimizden ya cekip alinisini, ya usul usul bizi terkedisini seyrettik yillarca.
Bosalan alanlara, hep yeniler geldi insa edildi. Biz seyrettik.
Ne zaman ki gercekten seyrettigimizi farkettik o zaman oyun daha keyifli oldu, acilar donustu, ASK akar oldu.
Tum anilara sukredebilmek erdemine sahip olabilmek dilegim.
OM

Kdv siz

  Yalnızlığım Şapkasız başım Geride bırakılmışlığım Arkadan konuşmadan içime susmuşluğum Yalnızlığım  Bir ten ardında yoksul kalmışlığım Bir...