28 Ekim 2017 Cumartesi
24 Ekim 2017 Salı
herkesin bir bug'ı var
Ne yazmamı isterdin… benim ki soru işareti değil.
Hüzünlü olduğum bir gecede sana kendimi istediğim gibi
anlatabildim mi? yoksa zaten aslında anlatmak istediklerimden ziyade anlamak
istediklerinle mi dinledin? Bunu hiç bilemiyorum.
Gerçekten, oradaki yalnız kalmış, bütün duygularını kendi
kendine yaşamış, herşey olup biterken çevresinde, herkesin kendi kadar derdi
varken…. Kimse “sen nasılsın?” diye sormamışken… bildiği her sevgi kaynağı
tarafından yalnız bırakıldığında… O kız çocuğunu mu gördün yoksa sadece
mutsuzluklarını dile getiren bir kadın mı vardı? Hangisini senin ilgini
çekerdi? Bu da başka soru. Gerçekten hiç gördün mü o kızı? Bunun ucu bana
dokunacak korkusu olmadan dinledin mi? Hiçbir zaman bitmeyecek/geçmeyecek o
eksik kalmış sevgisizliğiyle yüzleştin mi? Tam da bu yüzden bu kadar büyük
sevmeye çalıştığını… ve tam da bu yüzden her şeyin hep eksik geleceğini…
Bazı şeyleri çok net hatırlıyorum. Bazı şeyleri çok net
sildiğimi hatırlıyorum. Ne tuhaf. Hafıza çok tuhaf bir şey. Kendine dair her şey
hafızan sayesinde. Ne kadarı paylaşılmışsa o kadar gerçeksin.
12 Temmuz 2017 Çarşamba
doğru soruyu sor
o
zamanlar facebook yoktu, olsaydı belki; tarihte bugün de yeri olurdu ama yazar
mıydım buraya ve okur muydum taziyeleri bilmiyorum...
o
zamanlar ne hissedeceğini bilemeyen, varlığı ile yokluğunun birbirine karıştığı
bir adamı kollarında kaybeden bir özgün vardı, şimdi ki özgün olsaydı bilir
miydi ne hissedeceğini?
o
zaman da bu geceyi böyle sakin ve bir başına karşılamıştım bir balkonda, bu
zamanda bu geceyi böyle sakin ve bir başıma karşılıyorum bir masada.
öyle
bir duygu ki bence, bunu yaşamış
olanların kalbi acıyacak her seferinde bir başkasının kaybında, yaşamamış
olanlar hayal bile edemeyecekler yokluğun getirdiği boşluğu.
o zaman da ilk ve son yudumu hatırına kaldırmıştım, bu zaman da.
hiç fena olmazdı birlikte olduğumuz; benim, beni, ben olarak bildiğim ve
onu, o olarak hatırladığım kadarıyla olduğumuz bir fotoğraf...
o zaman da arayıp şefkatine
sığındığım bir sevgili yoktu… vardı da yoktu. şimdi de… babam da öyleydi. vardı
da yoktu. hep varlar da yoklar.
ancak bir varmış bir yokmuş insan; varken nasıldın, yokken nasılsın?
cevaplanamayan bir soruymuş insan.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Döngü
Gitmekte antrenmanlıyım ben, Hatta profesyonel… Kalmanın yenisiyim, Kalmak eğitimindeyim kendimin, bi el at… Gidip dönmek konusunda yetişt...